Kıbrıs mutfağı tarih boyunca farklı kültürlerin etkisi altında kalmıştır. Bu nedenle sadece ‘Kıbrıs’ yemeği diyebileceğimiz bir yemek yoktur. Kıbrıslılar, orijinallerinden biraz farklı olsa da oldukça güzel lezzetler geliştirmişlerdir. Her yemeğin Kıbrıslılar’ın karakterini yansıtan özel bir lezzeti, özel bir pişirme tarzı ve sunumu vardır.Arap kökenli ‘Molihiya’ hazırlama, tat ve sunum olarak Kıbrıslılar’ın tarzını yansıtmaktadır. Bazı yemeklerin hazırlanışı, tadı ve sunumu bölgeden bölgeye değişir. Kuzey Kıbrıs fazla yemek yiyenler ve yemek yemeyi sevenler için ideal bir yerdir. Birçok çeşit sebze yemeği, gril, hamur işleri, balık, çorba, kebap, lahmacun, pide yemek isimlerinden sadece bazılarıdır. Oldukça fazla çeşidi olan mezeler, tatlılar, kekler hem başlangıç olarak yemekten önce, hem de yemekten sonra yenilebilir. Yerel mutfağın yanında Çin, İtalyan, Fransız ve Hint yemekleri de çeşitli restoranlarda oldukça güzel bir şekilde sunulmaktadır.

Kıbrıs mutfağı tarih boyunca birçok farklı kültürün etkisi altında kalmıştır. Her yemeğin kendine has bir tadı olmakla birlikte Kıbrıslılar’ın tarzını yansıtmaktadır.

 

Kökeni Arabistan olan ‘Molihiya’ tat, hazırlama ve sunum olarak Kıbrıslı Türkler’in lezzetine hitab eden bir yemektir ve Araplar’dan Türkler’e geçmiştir. Bazı geleneksel yemeklere örnek: Yalancı Dolma (içerisine pirinç, soğan ve domates konulup sarılan asma yaprağı). Bu yemek, etle yapılan dolma çeşidinin bir değişik versiyonudur. İsmine ‘Yalancı Dolma’ denilmesinin sebebi de içine et konulmamasıdır. Sırbistan, Hırvatistan, Bulgaristan ve eski Osmanlı imparatorluğu ülkesi olan diğer Balkan ülkelerinde Sarma ile yapılan dolmaya da rastlayabilirsiniz. Şiş Kebap (kömürde pişen şişe geçirilmiş terbiye edilmiş kuzu eti.) Şiş, ‘döner’ gibi, Kıbrıslılar’ın hergün kullandığı bir kelimedir. Musakka,(üzerine peynir konularak fırında pişirilen kıyma, patates ve patlıcan dilimleri) Yunan asıllı bir yemektir. Birçok yemek bölgeden bölgeye farklılık gösterir; bu da Kıbrıs’ta yemek yemeyi daha ilginç bir hale getirir.

Kıbrıs Türk mutfağı, mirasını Akdeniz, Güney Avrupa ve Orta Doğu’nun etkilerine borçludur. Yerel yemekler, özellikle de mezeler oldukça lezzetlidir. Bu Kıbrıs’a özel bir şeydir ve salata, et, sebze ve balık yemekleri gibi birçok soğuk ve ara sıcaklardan oluşur. Mezeleri hem ana yemek, hem de başlangıç yemeği olarak yiyebilirsiniz.

Kıbrıs’a ait ilginç yemeklerden biri de ‘Kolokas’tır. Kolokas, piştiğinde patatese benzeyen, güzel bir tadı olan bir kök sebzedir. Bu yemekte ilginç olan Türk veya Yunan asıllı olması değil, adaya Osmanlılar’dan önce gelen Venedikliler tarafından getirilmiş olmasıdır. Etimolojik olarak ‘Colocosia esculenta’ ‘fil kulağı’ anlamına gelir. Bunun nedeni de bitkinin yapraklarının fil kulağına benzemesidir. Kolokas hem tavuk hem de kuzu etiyle servis edilebilir.

Yoğurdun Türk hayatında önemli bir yeri vardır. Koyu ve kaymaklı olmakla birlikte et ve sebze yemeklerinin yanında yenilir, soslara, kebaplara, salatalara ve keklere de konulur. Sütten kesilmiş küçük bebeklere anne sütü kadar önemli olduğu için yoğurt verilir. Hiçbir şey sıcak bir günde, bir marketten soğuk bir ayran alıp içmenin yerini tutmaz. Yoğurdun içerisine biraz su, buz, bir tutam tuz ve biraz da nane koyup karıştırarak kendi ayranınızı yapabilirsiniz.

Mağusa’da bir markete gitmek herzaman eğlencelidir; gürültü, rafların arasında gezinen aceleyle alışveriş yapan insanlar ve satıcılar, içerisine, çoğunu köylülerin organik olarak yetiştirdiği taze sebze ve meyveler yığılmış kasalar… süt ürünleri, büyük un, buğday, pirinç (beyaz ve esmer) paketlerine de sıkça rastlayabilirsiniz. Beyaz peynir, hellim, zeytin, bal ve Türk mutfağını zenginleştiren tüm sağlıklı ve doğal ürünler, köylerden marketlere Cuma günleri getirilmektedir.

Hellim, Kıbrıs lezzetleri arasında benzersizdir. Hellim keçi sütünden, içerisine tuz ve nane koyularak yapılan yumuşak bir peynir türüdür. Bir Orta Doğu marketinden paketlenmiş hellim alabilirsiniz. Salatanın içerisine küçük küçük dilimleyebilir, çörek, salatalık veya karpuzla birlikte de yiyebilirsiniz. Hellimi kızarmış veya ızgara olarak yiyebilir, veya meze olarak da tüketebilirsiniz.

Türk kahvesini Osmanlı Türkleri 15. yüzyılda Batı’ya tanıttı. Kahve şu an tüm dünyada popülerdir ve bir kibarlık gösterisi olarak kabul edilir. Türk kahvesinin sırrı şudur; kahve çekirdekleri öğütülerek un haline getirilir, daha sonra şekerle pişirilir ve üzerinde kalın bir krema oluşur. Türk kahvesi kahve fincanlarında, ve üç şekilde servis edilir; sade (şekersiz), orta (az şekerli) veya şekerli (bol şekerli). Kahveyi hazırlamadan önce kişiye nasıl bir kahve istediği sorulur.

Kahve yapılmadan önce olabildiğince iyi öğütülmesi gerekir. Bir tatlı kaşığı kahveyi küçük bir cezveye koyun, istediğiniz kadar şekeri de ekledikten sonra bir kahve fincanı sıcak su koyun. Kahveyi kaynamaya bırakın ve sonra hemen ateşten alın. Bu işlemi üç kez tekrarladıktan sonra kahveyi kahve fincanına dökün. İçmeden önce taneciklerin dibe çökmesi için biraz bekleyin, ayrıca siz bekledik sonra fincandaki köpük de azalacaktır. Türk kahvesi genellikle bir bardak soğuk suyla servis edilir ve kahveyi içtikten sonra bir yudum da su içmek bir gelenektir.

Kahve bittikten sonra telvesi dibinde kalır ve Türkler bu telveden fal bakarlar. Özellikle bayanlar bu konuda oldukça iyidirler. Kahvenizi içtikten sonra fincanınızı tabağa ters çevirirsiniz, böylece telveler aşağıya düşerek çeşitli şekiller oluşturur. Bir süre sonra bilen bir kişi fincanınızı dikkatle inceler ve geleceğinizi size söyler. Tahminlerin bazıları eğlenceli olsa da bazıları kötü ve keyif kaçırıcı olur.

Kıbrıs mutfağında çeşitli sebze, ızgara, hamur işi, balık, çorba, lahmacun ve daha birçok çeşit yemek vardır. Yerel mutfağın yanında uluslararası restoranlarda Çin, İtalya, Fransız ve Hindistan mutfağı da sunulmaktadır.