Kuzey Kıbrıs’ta 22’si endemik olan 1600’den fazla bitki çeşidi, 7’si endemik olan 350 kuş çeşidi ve 26 farklı sürüngen ve hem karada hem de suda yaşayabilen canlı çeşidi vardır.
Çeşitliliğin bu kadar fazla olmasının nedenlerinden biri Kıbrıs’ın son Buz Çağı’ndan etkilenmemiş olması (bu dönemde birçok tür yok oldu), diğeri ise Kıbrıs’ın Afrika ve Doğu Avrupa arasında göç yapan kuşlar için bir dinlenme ve yuva yapma yeri olmasıdır.

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde Akdeniz iklimi yaşanır. Sıcaklıklar mevsimlere göre değişiklik gösterir. Mayıs ayının ortasından ekim ayının ortasına kadar sıcak ve bazen yağışlı geçen yaz mevsimi, kasım ayının ortasından mart ayının ortasına kadar, değişiklik gösteren kış mevsimi yaşanır. Bu iki mevsimi hava koşullarından dolayı çabuk geçen ilkbahar ve sonbahar mevsimleri böler. Uzun ve dar olan Beşparmak Dağları, Kıbrıs’ın ikliminde önemli bir rol oynamaktadır. Genellikle görülen açık hava ve yoğun güneş ışınları iç kısımlarda ve sahillerde günlük ve mevsimlik olarak önemli farklılıklar olmasına neden olur. 350 kuzey enlemi ve 330 doğu boylamında yer alan Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde aralık ayında günde 9,8, haziran ayında ise günde 14,5 saat farklılıklar olur. Yaz döneminde Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Güney Batı’da alçak durumdaki Asya’nın bir uzantısı olan alçak basınç sisteminin altındadır. Bu dönemde sıcaklıklar yüksek, hava açık olur. Bu dönemde yağışlar yok denecek kadar azdır, fakat bazen gök gürültüsüyle gelen yağışlar, yıllık ortalamanın %5’inin altındadır. Kış döneminde ise Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Akdeniz’de batıdan doğuya doğru geçen alçak basınç sistemi ve Avrasya ve Kuzey Afrika’daki antisiklonun etkisi altındadır. Bu alçak basınç alanları bir gün kadar süren dengesiz havalara ve yıllık yağışlara neden olmaktadır. Aralıktan şubata kadar olan yağış ortalaması yıllık ortalamanın yaklaşık üçte ikisini oluşturur.

 

 

Flora

Kıbrıs’ta, Akdeniz iklimi yaşandığından dolayı, adanın doğal florası oldukça zengindir ve hem bir botaniste, hem de konuyla hiç ilgisi olmayan birine bile ilginç gelebilir.

Yazda gelen turistler düzlük alanlarda ve dağ eteklerinde ne kadar az ağaç olduğunu görünce şaşıracaklardır. Bu verimsizliğin nedeni düz arazideki floranın büyük çoğunluğunun sadece kış bitkisi olmasıdır. Akdeniz’in doğusunda yer alan ada yaz döneminde yeteri kadar yağış almaz. Fakat adada bulunan hayvanların geniş bir kökenleri vardır. Bazılarına Kuzey Batı Avrupa’da rastlanabilirken, bazılarına da Güney Afrika’da rastlayabilirsiniz.

Adadaki florayı tanımlayacağımızda, ilk önce orman ağaçlarına bakmak iyi olacaktır. En yaygın orman ağaçları doğal çam, servi ve meşedir. Adada okaliptüs çeşitlerine de rastlayabilirsiniz. Adadaki ormanlar Güney dağlarında ve Girne Dağları’nda bulunmaktadır.

Girne Dağları’nın Güney dağ etekleri ve adanın büyük kısmı her zaman yeşil olan çalılıklarla kaplıdır. Bu çalılıklar daha çok kıyı bölgelerinde bulunur. Bu çalılıkların en çok rastlanan iki çeşidi; Juniperus Phoenicea ve Pistacia Lentiscus’tur ve bunlara daha çok Karpaz bölgesinde rastlanır. Uygun yerlerde yeşillik açısından zengin olan çalılıklar; cistus calycorome, lithospermin ve lavanta görülür.

Yaz döneminde düzlük alanlar kurak olsa da, yağmur sezonu başladıktan bir hafta sonra ormanlar ve dağ etekleri yeni bitkilerle örtülür. Kıbrıs’ta son bahar ve kış dönemi bitkileri, yerini hemen bahar bitkilerine bıraktığından bazı kişiler adada iki çiçek sezonunun değil, uzun süren bir çiçek sezonunun olduğunu düşünür.

Ilk çiçekli bitkiler adasoğanı, sümbül, encus, calchicucun ve narcissus serotinus’tur, bunlardan sonra ise yeni yıldan sonra çıkan ve Kıbrıs’ta endemik, yıldız şeklinde çiçekleri olan ve rengi mordan beyaza kadar çeşitlilik gösteren Romulea tempskaya çıkar.

Bu dönemde sıklamenler de Karpaz ve Girne Dağları eteklerinde güzel görüntülerin oluşmasını sağlamaktadır. Mart ve nisanda farklı renk ve türdeki dağ laleleri ve zambaklar açmaya başlar. Girne Dağları’nın güney yamaçları bu çiçeklerin görüntüsüyle büyüleyici bir manzara oluştururlar. Ayrıca Çamlıbel yakınındaki işlenmiş topraklarda laleler oldukça fazladır. Diğer düzlük arazilerde ise nergise sıkça rastlanır.

Nisan ayının sonunda ve mayısta iç kesimlerdeki alanlar kuraklaşmaya başlasa da kuzey yamaçları güzel çiçeklere bürünür. Bu çiçeklerden en yaygın olanı orkideler ve yarım düzine çeşidi olan ve kırmızı ve beyaz çiçekli ladenleriyle ophry’lerdir.

Kıbrıs ziraat için bolca kullanıldığından buraya özgü hayvanların sayısı azaldı ve hatta bazı hayvanlara tek tük rastlanır duruma geldi.

Kıbrıs’a özgü hala var olan tek vahşi hayvanlar muflonlardır. Muflon yaban koyununun bir değişik türüdür ve Kıbrıs’a özgü bir hayvandır. Bu hayvanlar güneyde ve Trodos Dağları’nda koruma altına alınmıştır. Kıbrıs’a özgü diğer hayvanlara yaban tavşanı, tilki, kirpi, sıçan ve yarasanın farklı türlerini örnek verebiliriz. Adada çok sayıda yılan da bulunmaktadır. Yaz aylarında çok sayıda yılan görebilirsiniz, fakat bunların hepsi de zehirli değildir. Adadaki tek zehirli yılan türü engerek yılanıdır. Adada görülen diğer yılanların çoğu zehirli değildir, özellikle de sıçanları ve diğer haşaratları yiyen büyük siyah yılanlar.

Kıbrıs’ta iki çeşit kertenkele vardır; ayrıca kör yılan ve bukalemunlar da mevcuttur. Ayaklarında emiciler olan küçük kertenkelelere eski evlerde sıkça rastlanmaktadır. Adada ayrıca yeşil ve yenilebilir olmak üzere iki çeşit kurbağa da bulunmaktadır.

Kıbrıs, kuşların iki büyük göç rotası üzerinde yer almaktadır; bu rotalardan biri Batı Rusya’dan güneye; Filistin’e, Doğu Afrika’ya giden rota, diğeri ise Balkan Afrika rotasıdır. Adanın bu konumundan dolayı özellikle bahar aylarında birçok ilginç kuş çeşidi gözlemlenmektedir. Özgün türlerden en büyükleri akbabalar ve kartallardır. Leşle beslenen akbabalar büyük kanatları sayesinde hava akımlarında saatlerce uçabilirler. Bunlar en fazla yaygın olan çeşittirler. Siyah akbabalar oldukça az sayıdadırlar. Kartalların iki farklı türü vardır, fakat bunlar pek yaygın değildirler. Bunlar küçük memelilerle ve leşle beslenen şah kartallar ve diğer türe göre daha yırtıcı olan tavşancıl kartallardır. Adaya bazen büyük orman kartalları da gelmektedir.

Düzlük alanlarda ve dağ eteklerinde özellikle ibiği olan tarlakuşları yaygındır. Küçük beyaz ve siyah Kıbrıs Kuyrukkakan kuşu da özellikle dağlık alanlarda bulunur. Ormanlarda ve kayalıklarda yuva yapan güvercin sürüleri de sıkça görülmektedir.

Siyah göbekli çöl keklikleri de küçük koloniiler halinde Mesarya Ovası’nın kurak ve taşlık bölgelerinde bulunurlar. Ada sahilleri boyunca içinde sayısız martı türü bulunan otluk ve bataklık alanlar mevcuttur. Nehir ağızlarında ve daha kayalık sahillerde bazen küçük kırmızı ve yeşil derekuşları görülebilir.

Kış boyunca adayı sayısız vahşi kümes hayvanı ziyaret eder; batakçulluğu, çulluk, bıldırcın, birçok ördek çeşidi ve bazen de kazlar. Oldukça fazla miktardaki saka ve diğer küçük kuşlar da adamızı kışta ziyarete gelen hayvanlardandır.

Kuşlar arasında ötüşleriyle en fazla öne çıkanlar sarı asma kuşu, bülbül, gökardıç, ve siyah başlı kiraz kuşudur. Bunların hepsi yazda sabahın erken saatlerinde öterler. Adada görülen en muhteşem ve en renkli kuşlar sarı asma kuşu, arıkuşu, kuzgun, ibibik, derekuşu, ve flamingolardır. Flamingolar adananın güney kısmında bulunan Larnaka’daki Tuz Gölü’nde sıkça bulunurlar.

Bir ada olarak Kıbrıs’a özgü birçok tür vardır; Kıbrıs kuyrukkakan kuşu, baştankara, orman tırmaşıkkuşu, ispinoz kuşu, ve ihsak kuşu.

Adanın etrafındaki denizler küçük balıklar açısından zengindir ve bu balıkların bazılarının renkleri oldukça güzeldir. Fakat büyük balıklar fazla bulunmamaktadır. Yerel balıklardan en fazla yakalananlar kefal balığı, karagöz balığı, kırlangıç balığı, ve bazen de büyük balık olarak palamut balığı, orkinos balığı ve tırpana balığıdır. Ayrıca birçok çeşit küçük balık da yakalanıp satılmaktadır.

Büyük örümcekler ve kırkayaklar da adada görülür fakat bunlar tehlikeli değildirler. En zararlı omurgasız hayvan akreptir ve o da pek fazla görülmez. Adada çok sayıda böcek vardır fakat bunların hiçbiri insanlar için zararlı değildir.

Yazda çok sayıda eşek arısı görülür, bunların genellikle ılımlı bir yapısı vardır, çok fazla sinir edilmedikten sonra sokmazlar. Gece kelebekleri de çok sık görülmektedir.

Cüce filler, cüce su aygırları ve vahşi yaban domuzları MÖ. 2000 yılına kadar adaya ev sahipliği yapmışlardı. O dönemden günümüze gelen tek canlı muflonlardır.

Bugün en fazla görülen hayvan türleri tilki, yaban tavşanı, tavşan, uzun kulaklı kirpi, kır faresi, ve altı çeşit yarasadır. Çok seyrek olarak Türkiye’nin güneyinde yüzen yunuslar da görülmektedir.

Caretta

Deniz kaplumbağaları 45-60 günlük bir kuluçka döneminden sonra yumurtalarından çıkarak hayatlarına karada başlarlar. Denize ulaşınca aceleyle derinlere doğru yüzerler ve hayatlarının geri kalanını burada geçirirler. Bu konudaki tek istisna yetişkin dişilerin karaya gelip yumurtalarını bırakmasıdır. Tahminlere göre her 2000 yavrudan sadece biri hayatta kalır. 25-30 yaşına ve 1-2 metre uzunluğa ulaştıklarında yetişkin erkekler ve dişiler beslenmek ve çiftleşmek için sahillere göç ederler. Kuluçka dönemi boyunca bir dişi her birinde yaklaşık 100 yumurta bulunan 3-4 kuluçka bırakır. Her 1-3 yıl arası aynı sahile dönerek kuluçkaya yatabilir. Bazı teorilere göre kaplumbağalar yumurtlamak için, yumurtadan çıktıkları sahillere dönerler. Deniz kaplumbağalarının tam olarak ne kadar yaşadığı bilinmiyor, fakat tahminler bu bölge için 60-120 yıl arasında değişiyor.

Akdeniz sahillerinde iki çeşit deniz kaplumbağası vardır; biri Caretta caretta, diğeri de yeşil deniz kaplumbağasıdır. Bu iki tür de Kuzey Kıbrıs’ta bulunmaktadır. Bu iki türün Akdeniz’deki toplam sayısı tahmini olarak yeşil deniz kaplumbağalarında 300-400’dür ve yılda 2000 Caretta caretta kuluçkaya yatmaktadır. Her iki tür de tehlike altındadır, çünkü Kıbrıs ve Türkiye bilinen tek yerleridir. 1991’de, toplumun deniz kaplumbağalarının durumlarının ne kadar ciddi olduğunu farketmesiyle Kuzey Kıbrıs Kaplumbağaları koruma derneği Glasgow Üniversitesi’nden yardım istedi. Bu istek üzerine 1992’de Glasgow Üniversitesi Kaplumbağaları Koruma Projesi başlatıldı. Gönüllü öğrencilerin yanında hükümete bağlı olmayan kuruluşlardan ve yerel Çevre Koruma departmanından gönüllüler de bu projede yer aldı. Kuzey Kıbrıs kıyıları boyunca maystan ekime kadar 80 sahil gözlemlendi ve bazı kumsalların kamplumbağa aktiviteleri için uygun olduğu görüldü.

Alagadi sahillerinde (Girne’nin 10 mil doğusunda), geceleri devriye gezildi ve bu türlerin biyolojileri hakkında detaylı bilgiler edinildi. Kuzey Kıbrıs’ta kuluçka dönemi mayıstan ağustosun başlarına kadardır, yumurtlama ise temmuz sonundan eylül sonuna kadar sürer.